1 Mayıs 2008 Perşembe

DOĞU KUTSAL METİNLERİNDE HZ. MUHAMMED

Kuranın dışındaki mukaddes kitaplara zamanla insan elinin karıştığı halde Peygamber Efendimizin (asm.) bu mukaddes kitapların değişik nüshalarında yer alan isim ve sıfatlarında, büyük bir benzerlik mevcuttur. Kuran-ı Kerim, Cenab-ı Hakkın zaman zaman tebliğciler veya peygamberler gönderdiğini ve onlara vahiy suretiyle kanunlar, emirler veya kitaplar indirdiğini bildirir. Kuran, bu ifadeye bağlı olarak Hz. İbrahimin sahifelerinden, Hz. Musaya gönderilen Tevrattan, Hz. Davut a indirilen Zeburdan ve nihayet Hz. İsaya gönderilen İncilden bahseder. Kuranda beyan edilen “zuhurul-evvelin”, yani “eskilerin kitapları” şeklindeki ifade ise, Zerdüştler veya Brahmanların bazı kitaplarına (kesin olmasa bile) işaret eder denilebilir. Eski İran mukaddes metinlerindeki işaretler: İran dini, Hindu dininden sonra dünyanın en eski diniydi. Mukaddes yazıları, desatir ve zend-avesta adını taşıyan iki kaynakta toplanıyordu. Bunlardan Desatir No. 14 de, İslam dinine ait bazı prensipler dile getiriliyor ve Efendimizin ((asm.) geleceğine dair şu ifadeler yer alıyordu: “İranlıların ahlak seviyesi düştüğünde, Arabistanda bir nur doğacaktır. Takipçileri onun tahtını, dinini ve her şeyini yükseltecektir. Bir bina inşa edilmişti (Kabeye işaret ediyor) ve onun içinde, ortadan kaldırılacak pek çok putlar bulunmaktaydı. hâlk, yüzünü ona doğru dönüp ibadet edecektir. Takipçileri, İran, Taus ve Belh şehirlerini alacak ve İranın pek çok akıllı adamı, onun takipçilerine katılacaktır.” Yukarıdaki satırlardan açıkça anlaşıldığı gibi, asırlar sonra doğacak İslam güneşi ve onun yüce peygamberi, son derece net bir şekilde tarif edilmiştir. Ve bu peygamberin ( a.s.m), “ziyadesiyle övülmüş”, “Ahmet” ve “alemlere rahmet” unvanlarıyla, putları kaldıracak birinin olduğu yazılıdır. Bu kitabın hâlen mevcut olan kısımlarından Yasht 13 ün 129. Bölümünde, aynı hakikatler bir daha dile getirilir ve putları kıracak olan zattan, “herkese ve âlemlere rahmet” ismiyle bahsedilir. Bilindiği gibi efendimizin bir ismi de, rahmeten-lil-alemin (alemlere rahmet olan) şeklindedir. Hind mukaddes metinlerindeki işaretler: Paru 8, Khand 8, Adhya 8 ve Shalok 5-8 gibi hind mukaddes metinlerinde, Efendimizden (asm.) şöyle bahsedilmektedir: “Arkadaşlarıyla birlikte bir mellacha (yabancı dil konuşan veya yabancı bir ülkenin mensubu) olan ruhi bir terbiyeci gelecek ve ismi Muhammed olacaktır. Onun gelişinden sonra raja, pencap ve ganj nehirlerinde yıkanır... Ona der ey sen! Beşeriyetin iftiharı, arap ülkesinin sakini, şeytanı öldürmek için büyük bir güç topladın.” (Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Kuran-ı Kerim Tefsiri) Yukarıdaki ifadede Efendimizin (asm.) has isminin aynen belirtilmiş olması, son derece dikkat çekicidir. Aynı satırlarda geçen “beşeriyetin iftiharı” kelimeleri ise, peygamberimizin (fahr-i âlem) şeklindeki ismiyle aynı manadadır. Buda (gautama buddha) kendisinin ölümünden sonra dünyayı şereflendirecek olan bir yüce kişiden bahseder. Palice lisanında adı “matteya”, sanskritçede “maitreya”, burmacada ise “armidia” olarak geçen bu kişi müşfik ve iyi kalpli olup, insanları doğru yola çağıracaktır. Budanın çok önceden vermiş olduğu bu haberde geçen isimlerin manası da, ”rahmet” demektir. Bilindiği gibi peygamberimiz için, Kurandaki 21. Surenin 107. Ayetinde, “Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.” buyurulmaktadır. Bu yazmalardan birinde, şu ifade geçer: “Buda şöyle dedi. Ben dünyaya gelen ilk buda (yol gösterici) değilim, son da olmayacağım. Belli bir zamanda dünyaya bir başka kişi gelecektir. O da kutsi, aydınlanmış ve idarede fevkalade kabiliyetli olan biridir. O benim size öğretmiş olduğum aynı ebedi gerçekleri öğretecektir... Ananda sordu: o nasıl bilinecek? Buda cevapladı: o, maitreya (rahmet) olarak bilinecek.” Pali ve sanskrit yazılı metinlerinde, ileride gelecek olan o yüce kişinin isimleri Maho, Maha ve Metta olarak geçer. Bu isimlerden ilk ikisi, “yüce aydınlatıcı” sonuncusu ise “inayetli” manasına gelir ki, bunlardan her ikisi de peygamberimizin sıfatlarıdır. Zaten dikkat edilecek olursa, başka kutsi metinlerde geçen efendimizin has ismini gösteren Mohamet veya Mahamet adının, maha ve metta kelimelerinden teşekkül ettiği açıkça görülecektir. Araştırmamızı, şimdi de Tevrat, İncil ve Zebur üzerinde sürdürelim. Bu konuda yapılan en detaylı inceleme Hüseyin-i Cisriye aittir. Hicri 1261-1327 yılları arasında yaşayan ve anne ile babası ehl-i beytten olan bu Suriyeli alim, söz konusu mukaddes kitaplardan Efendimizle (s.a.v.) Alakalı 114 işaret çıkartmış ve bunları Türkçeye de çevrilen Risale-i Hamidiyyesinde neşretmiştir. Eski mukaddes metinler arasında en çok tahrif edilmiş olma özelliğini taşıyan Tevratta bile, peygamberimize (asm.) ait şu işaretler vardır: “O, iki binici gördü, biri merkep üzerinde, diğeri deve üzerindeki binicilerdi. O, dikkatle dinledi.” (İşaya xxı, 7) Burada peygamber İşaya tarafından bildirilen iki biniciden merkep üzerinde olanı Hz. İsa dır (a.s.). Çünkü İsa peygamber, Kudüse bir merkep üzerinde girmiştir. Deve üzerinde olan kişiyle de, peygamber efendimize (s.a.v.) İşaret edildiği açıktır. Efendimiz Medineye girişte devesinin üstündeydi. Yeri gelmişken şunu da belirtelim ki, İncil tercümelerinde faraklit veya paraklit (perikletos) kelimeleri aynen muhafaza edilirken, yakın zamanlarda basılmış olan İncil tercümelerinde bu kelime değiştirilerek Arapça tercümelerinde “muazzi”, Türkçe tercümelerinde ise “teselli edici” şeklinde verilmiştir. Hazreti Şuaybın suhufunda, efendimizin ismi müşeffeh şeklinde geçer ki, kelime olarak tam karşılığı “Muhammed” dir. Tevrat ta geçen münhemenna isminin karşılığı da, yine Muhammeddir. (bilindiği gibi Muhammed kelimesinin lügat karşılığı da, “tekrar tekrar methedilmiş” şeklindedir.) Bunların dışında, efendimizin (s.a.v.) İsmi, Tevratta çoklukla “ahyed”, İncilde ise, ”Ahmet” olarak geçmektedir. Konumuzu, bir hadis-i şerifle noktalıyoruz. “Benim ismim Kuranda Muhammed, İncilde Ahmet, Tevratta ise Ahyeddir.”


KUTSAL METİNLERDE PEYGAMBERİMİZ

Zend-Avesta (Fars) Kutsal Metinleri'nde Hz.MUHAMMED (sav)
Iran'in Islamiyet öncesi resmî dini Mecusîlik'in kurucusu Zerdüst adli bir önderdir.Kitaplari Desatir ve Zend-Avesta diye bilinir.Atese tapma bu dine sonralari girmistir çünkü ates bir Taanri sayilmayip sadece kutsaldir.Sunu da belirtmek de gerektir ki Islamî ögretilerle çok benzestigi için buraya giren Müslüman'lar onlari Ehl-i Kitap (kendilerine kitap verilen) saymislardir.Simdi Zendçe yazilmis,ktabelere çivi yazisiyla kazinmis bu yazitlardan bir kaçini size sunalim
Farvadin Yast,13/17

"Inançli ashab arasinda en güçlüsü, ey Zerdüst! Asli hükümlere bagli olanlar, dünyayi restore edecek olanlar SOISYANT' tandir."
Farvadin Yast, 28/129

"Adi:Muzaffer, SOISYANT (hayirli kisi)ve ASTVAT-ERATA (Farsça "Sitayis"ten;övmekten Astvat:övülmüs, Erata: kisi) olacak olan O olacaktir.,çünkü O yasayan bedenli biri olarak putperestlerden ve benzerlerinden, Zerdüstîlerin yoldan çikmislarindan gelecek bir tahribe karsi koyacaktir."
Muhammed kelimesi Arapça'da övülmüs demektir.Iran ele geçirildiginde Zerdüstîlerin yoldan çikmislari Zerdüst'ün asil ögretisi Islam'a döndürülmüstü.
Zamyat Yast, 95
"Ve O'nun Astvat-Erata'nin ashabi (dostlari) ortaya çikar.Onlar düsmana galip,temiz düsünceli,temiz konasandirlar: hayirli isler yaparlar,hak hükümleri izlerler ve onlardan asla yalan isitemezsin."

Ates Niyazi: 9

"Bu evde ates yak ,bu evde hep ates yak ,bu evde çogal..Ta ki yeryüzünün güçlüce islahina dek,iyilik zamanina dek.."
Peygamberimizin peygamberligini haber veren olaganüstü olaylara "Irhasat" denir.Bunlar arasinda Bizans'in surlarinin bir kisminin yikilisi,putperestlerce kutsal sayilan Sava gölünün kurumasi,Mekke'deki putlar devrilmis ve Mecusîlerin 1000 yillik atesi sönmüstür.
(Siyer,Beyhakî,1-126,127)

Hemen bir Sahih-i Buharî'den hadisi de aktaralim.Peygamberimiz demistir ki:
"Benim hikayem bir atesi tutusturan bir adamin hikayesi gibidir."

HINDU KUTSAL METINLERI'NDE Hz.MUHAMMED (sav)

Bu kitaplar Veda'lar, Upanisadlar ve Puranalar'dir.1000'lerce yillik tarihleri vardir.(M.Ö.1200). Mantra yani ayetlerden olusur. Buyuk bir ihtimalle Hz.Ibrahim'in suhuflarindan etkilenmistir. Cunku, Hintlilerin kokeni de Ortadogu' dur.

Kuntap Sukt, Mantra 1

"Bunu dinle ey kisi, sani yüce bir sarki söylenecektir.(Kur'an'a atiftir) Övülmeye layik olan övülecektir.(Hz.Muhammed),Ey Kaurama, (Sanskritçe huzuru saglayan) onlarin düsmanlarindan 60090'ini (Mekke'nin yaklasik nüfusu) aldik!"

Bloomfield Çevirisi

"Herkese siginak olan O tahtina çikar çikmaz insanlara huzur verdi. Kauravya (Duvar isçisi)topraginda yasayanlar bu evin yapilis sirasinda O'nun huzur getirisinden bahsediyor."

Hz.Muhammed'in(sav) Kabe onarimi sirasinda girtlak girtlaga gelen Arap'lara baris teminiden bahsediliyor.

Bloomfield Çevirisi
"Indra Ozan'i uyandirdi.Benim için kalk dolas sarki söyle ve beni öv.Her inançli kisi sana kurban sunsun."

"Ey örtüsüne bürünen!Kalk ve uyar, Rabb'ini öv.(Müddesir,6-7)

VEDA'LAR:MANTRA 1-11

1) O "NARASANSAH (Övülen)'tir.Baris Prensi'dir.Düsmanlarinin arasinda bile emniyettedir.
2) O,deveye binen Risi'dir.Arabasi göklere ulasir.(Burakla Mirac'a çikis.)
3) Kendisine 10 Buket (Müjdelenmis 10 Sahabe),100 altin sikke (Habesistan'a göcen ilk sahabeler),300 safkan at (Bedir Ashabi) ve 10000 inek (Mekke'yi fetheden 10000 sahabe)
4) O ve O'nu izleyenler ibadeti düsünür. Savasta bile.
5) O dünyaya hikmeti yaymistir.
6) O dünyanin Efendisi ve Rehberidir.
7) O insanlara emin bir yer saglamis ve barisi yaymistir.
8,9,10) Insanlar O'nunla mutluluga kavusur. Yozlasmaktan kurtulur.
11) O'ndan insanlari uyarmasi istenmistir.

Puranalarin toplayicisi, Mahrisi Vyasa, Hindular arasinda çokça sayilan, Tanri'dan korkan ve bilgin bir kisiydi. Ayni anda Gita ve Maha Bharat' in da yazariydi. Purana&rsquo lar Hindu&rsquo larca Tanri Kelami olarak inanilir Mahrisi Vyasa, bu kutsal metinlerde geçen Malekha iyilik sahibi, keskin zekali, yüksek ruhlu, Tanrı'dan çekinen kisi diye tanimlar. Max Müller Veda'larin 2000 yildir degismeden sifahi olarak aktarildigini ispatlamistir. (La Ciencia de la Religion, Ed. Albatros, 1945)
Baska bir milletten bir MALEKHA, ruhsal önder arkadaslariyla ortaya çikar. Adi Mahamad olacaktır..

Kuntap Sukt Veda'larin 12.inci cildidir. Kuntap kelimesi gunahi ve sefaleti yok etmek demektir. Kuntap'larda geçen "Mamah" kelimesi de dikkat çekicidir. Kelime Hindu dilinde "Mah" kokunden turemistir. "Mah" ovmek, yuceltmek demek olup "-ma" oneki ise edilgenlik anlamı verir ki "ovulmus" kelimesi elde edilir. Arapca'da ovulmus kelimesinin tercumeleri "Ahmed" ve "Muhammed"dir.
Sahih-i Buhari, 9.uncu ciltte, 159 nolu bir hadis soyle aktarılır. Ayrıca bakın Sahih-i Muslim Serh-en Nevevi, cilt 8
"Ebu Musa (ra)dan rivayet bu hadiste Peygamberimiz soyle buyurur. "Ruyamda Mekke'den Hurma agaclari dolu bir yere goc ettigimi gordum. Yemame ya da Hicr olabilirdi diye dusundum ama Medine cıktı.ve orada İnekler gordum."
Hadiste de goruldugu uzere Veda'nin kutsal inekleri peygamberimize tabi olan ve Mekke'nin fethine sebep olan ve Tevrat'ta da ovulen 10000 kutsi, Sahabe(rae) efendilerimizdir.

Atharva Veda X, 2, 28: Her ne kadar yuksek yapılmıs olsun ya da olmasın, duvarları duzgun olsun olmasın Tanrı onun her kosesinden gorunur. O Tanrı'nın evi oldugunu bilir cunku Tanrı orada hatırlanır.
Kabe tam bir kup degildir. Duvarları mukemmel de degildir. ama Tanrı orada hatırlanır...
Atharva Veda X, 2, 31:
Bu melekler mabedinin 8 dolasım mekanı ve 9 kapısı vardır. Fethedilemez, icinde sonsuz hayat vardır. Ve İlahi ısıla aydınlanır.
Kabe'nin dokuz kapısı, İbrahim, Veda, Sefa, Ali, Abbas, Nebi, Selam, Ziyaret, Haram ve 8 dolasım mekanı Halic, Kaykın, Hind, Leyla, Kida, Hadide, Ebi Kabis, Omer'dir.Sasılacak bir sey degil cunku bu metinlrin sahibi onu insaa eden Brahma (Hz. İbrahim) dir.
Atharva Veda X, 2, 33: Brahma (Ibrahim) goksel isikla aydinlanmis ve Ilahi bereketle dolan bu mabette kaldi. O yer ki insanlara ilahi ruh verir ve isgal edilemez.
Sama Veda, II:6,8:
"Ahmad dini kurallarini Rabb' inden aldi. Bu kanun hikmet doludur. O'ndan isiktan günesten alir gibi isik aliyorum. "

Rig Veda V, 27, 1:
Arac sahibi dogruluk sahibi hakka asık, zeki, guclu ve zengin ama comert Mamah beni sozleriyle onurlandirdi. O ki tum dunyalara merhamet olup, 10000 kutsileriyle meshur oldu.
BUDIST KUTSAL METINLERDE Hz.MUHAMMED(sav)
Uzakdogunun (Seylan,Çin,Japonya,Tayland) kutsal metinleridir.Tanri inançlari vardir.Buda sanilanin aksine tek kisinin adi olmayip bir ünvandir.Buda muhtemelen mesajci anlaminda kullanilir.

Burma Kaynaklarindan:
"Buda,Sariputta'ya söyle dedi:Bizim devrimiz mutlu bir devirdir.3 önder zamanimizda yasadi.Kakusanda,Kanogama veKasapa.Ulu Buda benim ama benden sonra METTEYA geliyor.Bu mutlu çag devam ederken onun yillarinin sayisi tükenmeden önce bu Buda "Ulu denen METTEYA ,tüm insalarin Önderi gelecektir."(Warren, Buddhism in translation,s.481-82)
Seylan Kaynaklarindan:
"Ananda, kutsî olana sordu: Sen gidince bize kim ögretecek?
Ve kutsî cevapladi: Ben yeryüzüne gelen ilk Buda degilim, son da degilim. Zaman içinde dünyaya bir baska Buda gelir ki bu kisi kutsal isikla tam aydinlanmis, davranislari hikmet dolu, hayirli, esi olmayan birisi ve meleklerin ve ölümlülerin efendisidir. Size benim açikladigimi açiklar. Dinini ve amacini bildirir. Benim ilan ettigim gibi saf ve hakikî dini teblig eder. Onun talebelerinin sayisi binlerce olur halbuki benim yüzlercedir.
Ananda sordu: O'nu nasil bilecegiz?
Kutsî kisi cevapladi: O MAİTREYA olarak bilinecektir." (Carus,Gospel of Buddha,s.217-218)
Maitreya :A. Daramph'a göre "Sevginin efendisi"(The Life & Teachings of Buddha,s.83),H.Bayners'e göre "Merhametli" (The Way of Buddha, s.15) ve Carus'a göre "Adi iyilik olan".Hepsi Rahmet'in içerigidir.
Kur'an-i Kerim'de Allah peygamberimize hitaben "Sen Rabb'inden bir Rahmet (Maitreya) olarak gönderildin"(Sure 28s.382) buyurur.
Tevrat ve Incil'e Göre Hz. Muhammed (sav)
Allah Tevrat'ta son üç büyük peygamberi peygamberlik yaptigi yerlere atif yaparak müjdelemistir.Ve Hz.Musa'dan Hz.Muhammed'e irsad eksenini günesin dogusuna benzetmistir. IV.Amenofis'in Yükselen Günes tanimlamasina benzemiyor mu sizce?
Tesniye 33:1-3
1 Ve bu Allah adami Musa'nin ölümünden önce Israilogullari'na okudugu hayir duadir.
2 Ve O dedi:Rab Sina'dan geldi, Seir'den yükseldi ve onlara Faran'dan parladi ve O onbin kutsîlerin içinden geldi: Onlar için sag elinde atesli bir ferman vardi.
3 Evet,O insanlarini seviyordu; Tüm Kutsîler senin elindedir: ve onlar senin ayaklarinin yanina oturmustur: Herkes senin sözlerini isitecektir.

YENI AHIT'TE BEKLENEN FARAKLIT
Musevî Alimleri Hz.Isa'nin zamanina kadar Tesniye 18:18'de bahsi geçen Allah'in "Hz.Musa gibi bir peygamber çikaracagim" sözü üzerine O peygamberi bekliyorlardi.Vaftizci Yahya denen Hz.Yahya geldiginde O'na sordular:
-Sen Mesih misin?
-Hayir!
-Ilyas peygamber misin?
-Hayir!
-Son olarak sordular SEN O PEYGAMBER MISIN?
-Hayir! diye cevap verdi.(Yuhanna,1:19-21)
Israilogullari'nin son peygamberi Hz.Isa'nin reddinden sonra Allah'in Yaradilis 21:13-18'de verdigi ,Hz.Ismail'in soyunu yüceltme zamani gelmisti.
Matta 21:19-21'de Hz.Isa'nin meyvesiz bir incir agacindan bahsettigi söylenir(bu Incil alimlerine göre peygamber veraset sembolüdür).Bir sonraki sûrede Hz.Isa "Böylece size diyorum ki Tanri'nin melekutu sizden alinip güzel meyve verecek bir millete verilecektir" buyurur.(Matta 21:43)
O Hz.Ismail'in soyudur ki Hz.Muhammed'e dayanir ve Hz.Isa'nin deyimiyle "Kim bu tasa çarparsa dagilir,kimin üzerine düserse unufak eder" Matta 21:44
Ve Tesniye 33:2'de bahsedilen Faran'dan 10000 Kutsî'lerle gelen peygamber ne kadar Hz.Muhammed'i anlatir.
Yuhanna'nin Incil'inde bahsi geçen "Ey küçük çocuklarim, bu seyleri günahtan sakinasiniz diye yaziyorum! Ve eger biri günaha girerse, Baba'mizin yaninda bir FARAKLIT'imiz vardir, Dürüst Isa Mesih" (1 Yn. 2:1) ifadesi kayda degerdir.
Yani Isa Mesih bir Faraklit 'tir.Ayrica "Ve Baba'ya dua edecegim ki size bir baska FARAKLIT versin, sizinle gelecek çaga katlansin."(Yn 14:16).
Yn.14:17'de geçen diger Faraklit "Hakikatin Ruhu"dur.Peki bu Faraklit ya da Hakikatin Ruhu ne yapar?
1. "Ama O,Hakikatin Ruhu gelince sizi tüm hakikate ulastirir; Ama kendi hevesatiyla konusmaz ne duyarsa onu bildirir.." Yn. (16:13)
Evet Kur'an-i Kerîm'in de tasdikiyle O hevesatiyla konusmaz.
2. "Beni över." (Yn 16:14)
Evet Kur'an-i Kerîm Hz.Isa'yi bir Mesih,Allah'tan bir ruh,Allah'tan bir kelime,ve hak peygamber olarak över.
3. "Benim gibi alir ve size bildirir."(Yn. 16:14)
Evet Hz.Muhammed dahi Hz.Isa,Hz. Musa ve digerleri gibi vahiy alip açiklardi.
4. "Size herseyi ögretir." (Yn 14:26)
Evet Kur'an-i Kerîm iki dünya saadeti için herseyi ögretir.Ahlak,ekonomi,sosyal bir yasamla ilgili ne gerekiyorsa açiklar.Dua için usul gösterir,varligin en önemli 3 sorusu "Nereden geliyorum,Neciyim,Nereye gidecegim?"sorularini tatminkâr cevaplar.
5. "Size söylediklerimi hatirlatir." (Yn. 14:26)
Evet, hatta Hz.Isa'nin unutlmus mucizelerini dahi sözleriyle hatirlatir
6. "Bana sahitlik eder." (Yn.15:26)
7."Ama size gerçegi diyorum, gitmem size iyidir; Zira gitmezsem Faraklit size gelmez; Ama gidersem size O'nu gönderirim." (Yn 16:7)
Zebur 72,1-19
72:1Ey Allah Krala hükümlerini ve çocuga adaletini ver. 72:2O insanlari ve fakirleri adaletle yönetir 72:3Daglar o insanlara Salom ve tepeler de Dogruluk getirir. 72:4 O zayiflara adaletle hükmeder ,yoksulu da korur,yetimi de;ve düsmanlarini dagitir. 72:5Günes ve Ay kaldikça onlar senden çekinir.nesilden nesile. 72:6Yere yagmur gibi iner çimenlere düsen yagmur gibi;yeri islayan yagis gibi 72:7Onun günlerinde Dogrular yükselir.Ve günlerinde Ay durdukça baris yayilir.. 72:8Denizden denize,irmaklardan yerin uçlarina hükümranlik saglar 72:9Çöl sakinleri önünde egilir ve düsmanlari topragi yalar. 72:10Tarsis Seba ve Seba krallari O'na hediyeler getirir.72:11Evet,her kral önünde egilir:Tüm uluslar O'na hizmet eder. 72:12Çünkü O aglayinca fakiri ve zor durumdaki hakiri kurtarir. 72:13Çünkü O düskünlere yardim eder , fakirlerin ruhlarini zilletten kurtarir.. 72:14Onlarin rehin kalmis ruhlarini acimasizliktan ve hileden kurtarir:ve onlarin kani O'nun gözünde kutsaldir.. 72:15O gelecektir ve O'na Seba'nin altinlari verilir.O'na sürekli dua edilip sürekli övülür. 72:17 Ismi sonsuza dek kalir ve günes durdukça kalir:ve insanlar O'nunla kutsanir ve insanlar O'nu Kutsî diye çagirir. 72:18Övgü Rabb'e olsun ,mucizeler sahibi Israil'in Rabb'ine. 72:19Ve sonsuza dek yüce ismi kutsal olsun:ve tüm dünya izzetiyle dolsun; Amen, ve Amen.
Peygamberimiz,yetimi korumus,dogrulukla hükmetmis,Seba'nin yani Habesistan'in Meliki ona hediye olarak altin göndermis,ve O'nun için günde bes defa dua edilmektedir.
ESKI AHIT'TE MÎRAÇ
"Görün ki size peygamberimi gönderecegim ki O önümde sizin için bir (din) yol hazirlar .Ve O beklediginiz Efendi bu mabede (Kudüs Tapinagi) ANIDEN gelecektir.Arzuladiginiz anlasmanin peygamberi gelecektir."(Malaki)
BAR-NASA (INSANOGLU)
Eski Ahit'te geçen Insanoglu teriminden etkilenen Yeni Ahit yazarlari bu sahsi Hz.Isa'ya yormuslardir.Incil'de 83 kere Insanoglu ifadesi geçer.Insanoglu yani Ibranicedeki ismiyle Bar-Nasa'ni kim oldugunu size birakalim.
Bir Yahudî peygamberi Hz.Danyal bir sadik rüya görür ki bu rüya gelecek yüzyillarca sonraki olaylara isik tutacaktir.
O'nu gördügü her dört varlik da canavar olarak tanimlanir.Bu hayvanlardan her biri putperest kralliklari temsil eder.Buna isaret Daniel Kitab 7:17'de bir Melegin rüya tabiriyle açiklanir.
Birinci hayvan 4 Kanatli bir aslan olup kanatlari koparilmistir ve yerden yükselmektedir ve ona insan akli verilip iki ayagi üzerinde durmaktadir.(Dan.7:4) (Keldanî Imp.'na isarettir)
Ikinci hayvan dislerinde 3 kaburga kemigi tasiyan bir ayidir.Ona yüksel ve çokça et ye denmistir.(Dan.7:6)(Med-Pers imparatorlugudur ki 3 kaburgayla tabir edilen Adriyatik'ten Habesistan'a 3 kitada topraga sahip idi)
Üçüncüsü bir leopar olup 4 kus kanadina sahip,4 basli ve otorite verilmis biridir.(Dan. 7:7)(Büyük Iskender ki ,bir önceki imparatorluktan kalan 4 parçalik topragi birlestirip genisletti.)
Dördüncü ve en sonuncu, en dehsetli ve en güçlüsünün iki sira demir disleri olup vahsice saldiriyor ve ayagina geleni eziyordu.Hepsinden farkli olarak 10 boynuzu vardi.Ve daha sonra o 10 boynuzun üstüne çikan insana benzeyen gözlere sahip ve küfredenagizli baska bir boynuz çikmisti.(Dan.7:8)(Yani 10 zalim Bizans Imparatorunun ardindan çikip 3 rakibini zekîce altedenputperest Konstantindir ki Hristiyanlar'in tarih kitaplarina baksaniz bu 10 zalime nefretten baska bir sey bulamazsiniz. Iste bu zalimlerden kaçan bir kaç gencin bir magarada 309 sene kalisi Kur'an'in Kehf Suresi'nde anlatilir.Hristiyanlar bu 10 Barbarlardan sakindiklari için yer altina yerlesim birimleri kurmuslardir.)
Ve 7:8'den itibaren anlatilanlara göre "Rab hüküm verir kitaplar açilir,hayvan atesle yakilir."ve 7:13'te "Insanoglu'nun gelip Allah tarafindan tüm uluslari saran bir otorite verilmesi,onurlandirilmasi ve O'nun otoritesinin ebeden sürecegi anlatilir. "
7:18'de Tanri'nin Kutsîlerinin otoriteyi sonsuza dek ele geçirecekleri,7:25'te de çok inanilmazcasina O son boynuzun Rabb'e
küfürle (yani sirkle) O'nun kanununu degistirmeye çalisacagini anlatir.Çünkü O Konstantindir ki Sahih Incil'lerin kabulü için yapilan toplantida (Iznik, M.S. 325) ,kendisi bir putperest oldugu halde baskanlik etmis ve Hz.Isa'nin titizlikle riayet ettigi Cumartesi tatilini kaldirip Roma Günes Günü'nü yani pazar gününü Hristiyanlar'a kabul ettirmis.Iranyus ve diger Tevhitçilerin bile katilmadigi bu toplantida "Teslis" kabul edildi.
Kur'an-i Kerîm'de su ifade ilgi çekicidir.
"De ki:Ben gerçekten sizin gibi bir insandan baska bir sey degilim"(Fussilet,6)
MAHAMADDIM (Yüce Muhammed)
SÜLEYMAN'IN MESELLERI 5:10,16
Sevgilimin teni beyaz ve kirmizi .10000'ler içinde seçkin O'dur. 10
O'nun dili en tatlidir: evet, O Herkesçe sevilendir. Benim sevdigim ve dostumdur, Ey Kudüs'ün kizlari. 16
Peygamberimizin teni kirmizi ve beyaz idi.O "herkesçe sevilendir'"in İbranice'si "Hova Mahamaddim" dir. Yani "O Yüce Muhammed"tir.
Hova "O" demek olup "-im" eki yücelik anlamı katar .İbraniler tanrılarına Elohim yani yüce Allah derler.
Haggay 2:7-9
Ve tüm milletleri sarsacağım ve tüm milletlerin Himada'sı gelecektir ;ve bu evi izzetle dolduracağım der orduların Rabb'i.Gümüş ve altın (tüm zenginlikler)benimdir der orduların Rabb'i,bu son evimin izzeti öncekinden yüksek olacaktır der orduların Rabb'i,;ve bu yerde Şalom vereceğim der orduların Rabb'i .
Faran Ve Zemzem Suyu
Yaradılış 21:17-21
17 Ve Tanrı çocuğun sesini işitti;Tanrı'nın meleği Hacer'e gökten seslendi:Seni üzen nedir Hacer ? Korkma Tanrı bıraktığın yerdeki çocuğun sesini işitti.
18 Çocuğu (Hz.İsmail) yerden kaldır.Çünkü O'nu büyük bir millet edeceğim.
19 Ve Tanrı O'nun gözlerini açtı ve O bir su kaynağı gördü (Zemzem) gitti şişesini doldurup çocuğa da içirdi.
20 Ve Tanrı çocuklaydı (ona peygamberlik verdi).O büyüdü ve çölde yetişti ve bir okçu oldu
21 Ve O Faran çölünde büyüdü.Annesi O'na Mısırlı bir eş aldı.
Metnin orjinalinde geçen "Ve li Şamail sematiha.....bime demad " ifadeleri göze alındığında "bimedemad" ifadesinin gematrik değeri yani harflerinin sayısal karşılıkları 92 yapar ki bu sayı Muhammed kelimesinin gematrik değerine eşittir.

PARÇA PARÇA VAHİY
İşaya 28:10-13
10 Kanun üstüne kanun ,satır üstüne satır,biraz orada biraz burada:
11 Mırıldanan dudaklarla ve başka bir dilde O bu insanlara konuşacak.
12 Ki onlara dedi:bu sizin yorgunluğunuzu dinlendirmeniz için kalandır;ve bu da yeni gelendir ki henüz duymamış- sınızdır.
13 Ama Rabb'in vahyi onlara kanun üstüne kanun ,satır üstüne satır,biraz orada biraz burada onlara geldi ki: gidebilsinler,dönebilsinler ve hükmü kalksın ve kapılsın ve alınsın.
BEN OKUMA BİLMEM
İşaya 29:12 ( 11 den 18 e tamamı okunmalıdır)
Ve (içinde herşey bulunan) kitap o ümmiye,(rica ederim) Oku! diye verildiğinde,O da cevap verdi Ben okuma bilmem.
SEÇKİN KULUM
İşaya 42:1-13
1 Kalk ey yücelttiğim;seçkin kulum,ruhumun memnun olduğu;Ruh'umu(Cebrail (as)) O'nun üzerine koydum:O Yahudî olmayanlara böyle adalet getirir.
2 Caddelerde bağırıp çağırmaz sesini yükseltmez.
3 Yaralı kamışı kırmaz,tüten çubuğu söndürmez,işte böyle doğruluğa hüküm verir.
4 Yeryüzünde tamamen hükmünü kuruncaya dek cesareti kırılmaz,ve adalar O'nun kanununu bekler.
5 Böyle buyurdu Gökleri yaratan ve onları yayan,öyle de ondan çıkan yeri yaratıp yayan Rab;O ki nefes vermiştir yeryüzündeki insanlara ve O Ruh vermiştir orada yürüyen insanlara.
6 Ben, Rabb'ın seni Doğrulukla çağırdım,senin elinden tutacağım seni koruyacağım,Yahudî olmayanlara bir nur olarak sana bir Ahit vereceğim;
7 Kör gözleri açman için , mahpusları hapisten kurtarman için,ve o karanlıktakileri dışarı çıkarmak için.
8 Ben Rabb'im:Bu benim adımdır ve izzetimi bir başkasına vermem ne de yüceliğimi putlara.
9 Gör,önceki şeyler oldu,ve yeni olanları sana bildiriyorum:onlar çıkmadan önce sana söylüyorum.
10 Rabb'e yeni bir şarkı söyle ve izzetini dünyanın ucundan,siz ki denizlere açılanlar ve içindekiler,ve adalar ve oradakiler.
11 Bırak çöl ve üzerindeki şehirler sesini yükseltsin,Kedar'ın köyleri de;Bırak kayalık sakinleri şarkıyı söylesinler,tepeden bağırsınlar.
12 Onlar Rabb'ine izzeti versinlerve övgüsünü adalarda söylesinler.
13 Rab cesur bir savaşçı gibi gidecek,savaşın kıskanç bir adamı gibi ..Haykıracak evet kükreyecek ve düşmanlarına galip gelecek.
MEKKE'DEN MEDİNE'YE GÖÇ
Habakkuk 3:3
"Ve Tanrı(nın yardımı) Teman'dan ,Kutsî kişi Faran'dan geldi."
Teman, J. Hasting'in İncil Sözlüğü'ne göre Medine'nin kuzeyindeki vahanın ismidir.Şunu da unutmamak gerekir ki Medine'yi köyken şehir yapan Kudüs'ten Medine'ye göçen Yahudîlerdir.
İşaya 21:13-17
13 Arabistan üzerine yük.Arabistan ağaçlıklarıda ikamet edeceksiniz,ey Dedanîlerin seyahat eden ashabı.
14 Tema'lılar O'na susadığında su getirdi :O kaçağı ekmekle korudular.
15 Onlar kılıçtan kaçmışlardı,karşılıklı kılıçtan,ve bükülü yaydan ve şavaşın acıklılığından.
16 Böylelikle Rabb bana dedi ki geçmişteki zafer gibi bir yıl sonra Kedarlı'ların izzeti düşecektir.
17 Ve çok sayıdaki okçu ve Kedar'ın cesur çocukları alt edilecek :Çünkü İsrail'in Allah'ı Rab öyle buyurdu.
Referanslar:
1. Faisal Siddiqui, "The Bible’s Last Prophet," Al-Saadawi Publications, 1995.
2. H.A. Al-Dahir, “Mohammed: A Prophecy Fulfilled,” Gulf Medical Relief Fund, Inc., 4th Edition, 1994.
3. Kais Al-Kalby, “Hz.Muhammed: İncilin son peygamberi,”American Muslim Cultural Association, Third Edition, 1994.
4. 'Abdul Ahad Dawud, "Muhammad in The Bible, "Presidency of Shariyah Courts and Religious Affairs, Qatar, Third Edition, 1980. (The author is former Reverened David Benjamin Keldani, B.D., Former Bishop of Uramiah, a Roman Catholic Priest of the Uniate-Chaldean Sect; Born in 1867, Embraced Islam in 1904).
5. Abdul Haq Vidyarthi, "Muhammad in World Scriptures," Adam Publishers, 1990. (includes chapters on Zoroastrian and Hindu Scriptures)
6. A.H.Vidyarthi and U. Ali, "Muhammad in Parsi, Hindu & Buddhist Scriptures," IB.
KUTSAL METİNLERDEMUHAMMEDaleyhisselam

Ölü Deniz el yazmalarından bir örnek (Kumran) / Scrolls From the Dead Sea (Qumran)
"MUHAMMED aleyhisselam ALLAH'IN PEYGAMBERİDİR. ONUNLA BİRLİKTE OLANLAR KAFİRLERE KARŞI ÇOK ŞİDDETLİ, KENDİ ARALARINDA İSE GAYET MERHAMETLİDİRLER. ONLARI RÜKU VE SECDE EDER HALDE ALLAH'TAN SEVAP VE RIZA İSTEDİKLERİNİ GÖRÜRSÜN. SECDE ESERİNDEN NİŞANLARI YÜZLERİNDEDİR. İŞTE ONLARIN TEVRAT'TAKİ VASIFLARI BUDUR.
İNCİL'DEKİ VASIFLARI İSE ŞÖYLEDİR. ONLAR; FİLİZİNİ ÇIKARMIŞ BİR EKİNE BENZERLER. DERKEN O FİLİZİ KUVVETLENDİRMİŞ DE KALINLAŞMIŞ, NİHAYET GÖVDELERİ ÜZERİNDE DOĞRULUP KALKAN, EKİNCİLERİN HOŞUNA GİDİYOR."(Feth; 29)
Feth suresinin son yarım sayfasında apaçık bir şekilde Efendimiz ve dostları / eshab-ı kiramın Tevrat ve İncil'de yer aldığı, çeşitli özellikleri anılarak övüldüğü kayıtlıdır. Kur'ân-ı Kerîm'de bir kaç yerde daha benzer ayet-i kerîmeler görmekteyiz. Kur'ân-ı Kerîm açıkça bunun böyle olduğunu ilan etmektedir. Kur'ân-ı Kerîm bugüne kadar tahrif edilmeden gelen tek kaynaktır. Dolayısıyla içerisinde gerçeğe aykırı hiç bir kayıt bulunmaz. Bu noktadan hareketle, kutsal olarak görülen tüm kitaplar tarandığında görülen harikulade satırlar müslümanlar için sürpriz olmamaktadır. İslam tarihinde Efendimiz ile özellikle yahudi bilginlerin arasında geçen konuşmalardan açıkça eski kutsal metinlerde Efendimizle ilgili bazı şeylerin saklandığını görmekteyiz. Kur'ân-ı Kerîm bunu şöyle açıklamaktadır; "Allah'ın indirdiği kitabdan hazret-i Peygamberin vasfını gizleyip te bununla biraz para alanlar var ya, kıyamet gününde yedikleri rüşvet onların karınlarında ancak ateş olur... Onlara yalnızca acıklı bir azap vardır." Bir başka ayet-i Kerîmede ise şöyle buyurulmaktadır; "Kendilerine kitap verdiklerimiz Muhammed aleyhisselamı öz oğullarını tanır gibi yakından tanırlar. Böyle iken içlerinden bir topluluk hak ve hakikati bile bile gizlerler."
Kutsal kitaplarda Efendimizden ve onun kutlu sahabelerinden gerek açıkça ve gerekse işaret olarak bahsedilen satırlar ya tamamen veya kısmen tahrif edilmiştir. Tahrif edenler de bizzat yahudi din adamları olmuştur. Bunu, tahrif edilmiş olmalarına rağmen İncillerde de açıkça görebilmekteyiz; "Vay başınıza ey din adamları, çünkü siz bilgi anahtarını kaldırdınız. Kendiniz girmediniz, girenleri de bırakmadınız."
SAKLANAMAYANLARKadim kitaplarda göreceğimiz bu satırlar mitseldir ve literal olarak (söze bağlı kalınarak) alındığı taktirde, ilk bakışta bir mana ifade etmeyebilir ancak eldeki tarihi verilerle karşılaştırıldığında dünya tarihindeki hiç bir peygamber ve hiçbir insana atıfta bulunmadığı ortaya çıkar.
Bu kadim kitapların öngördüğü dinlere inanan insanlar, ya burada geçen isimleri Efendimiz olarak kabul edecekler veya bu tasvirlere uygun bir kişiyi gösterecekler. Göstermeleri mümkün değil zira bu metinlerdeki her kelime, her söz, ancak Efendimizin şahsında manasını bulabilmektedir.
ZERDÜŞT BÖYLE Mİ DEMİŞTİ?Zerdüştlüğün kutsal kitabı olan Zend Avesta'nın ilk kısmı olan Vendidad'da beklenen bir peygamberden söz edilir. İkinci kısım olan Yashts'ta ise beklenen peygamberin dostlarına işaret vardır. İşte çevrisi; "Biz, yönetici Efendinin sağ elinde döğüşen iyi, güçlü, imanlı, şefkatli Fravaşileri kutsuyoruz. Sanki güzel kanatlı kuşlar gibi onların Efendiye geldikleri görülüyor... Onu hem önden, hem arkadan korumak üzere bir silah, bir kalkan olarak geldiler. Onlar o kişiyi kılıçlardan, sopalardan, oklardan, mızraklardan, elle atılan taşlardan koruyacaklardır."
Dünya tarihini ve özellikle İslamiyet dönemini iyi bilen ve bu satırları okuyan herkes, eğer kaynağını vermeseydik Uhud veya Huneyn savaşlarının en şiddetli dakikaları anlatıyor sanacaklardır. Bu savaşlarda eshab-ı kiram, dünya tarihinde benzeri görülmemiş bir tarzda Efendimizin etrafında kümeleşmişlerdi.
Aynı kaynağı taramaya devam ediyoruz;
"Peygamber dostları arasında en güçlüsü ey Zerdüşt, asli şeriata bağlı olanlar veya dünyayı ıslah edecek Şoşyant/hayırlı kişi'den olanlardır." Bu metinde geçen Şoşyant/hayırlı kişi'nin kim olduğunu okuyalım; "...adı ASTVAR-ERATA olacaktır. O, Şoşyant/hayırlı kişi olacaktır. O ASTUAT-ERATA olacaktır..."
Metinde geçen "Astvar" ve "Astuat" kelimesinin kökü olan "Astu" kelimesi hem Sanskrit, hem de Zend'ce de "övmek" anlamına gelir. Bunun isim hali olan "situadan" günümüz farsçasında; "övme" anlamında kullanılır. Kısaca bu kelimenin anlamı "övülmüş" veya başka bir ifadeyle "Muhammed" isminin bire bir çevirisidir. İşte bu övülmüş kişinin dostları/eshabı'nın övülmesi şöyle devam eder;
"... ve onun, Astuat-erata'nın dostları zuhur edecek. Onlar, düşmana karşı galiptirler, temiz düşüncelilerdir, temiz konuşanlardır, hayırlı iş yapanlardır, hak olan şeriati izlerler ve onların dili asla yalan söylemez."
BRAHMANLAR(Hinduizm)Hindu kutsal metinleri 3 kısma ayrılırlar. Bunlar; Vedalar, Upanişatlar ve Purana'lardır. Bu kitapların geçmişi MÖ. 4000 yıllarına kadar uzanır. Puranalar 17 ciltten oluşur. Bunlar arasında temel kitap BHAVİŞYA PURAN olarak bilinir ki, gelecekteki olaylardan bahsettiği için bu isimle anılır. Hindlilere göre kitabın derleyicisi Mahrişi Vyasa isimli birisidir fakat sözlerin sahibi Tanrı'dır. Burada iktibas ettiğimiz nüsha Bombay'da Venkteshwar Press'te basılmıştır. Şu satırlar aynen bu kitaptan alınmıştır ve kelimesi kelime tercüme edilmiştir;"Melekhalı öğretici, kendi dostlarıyla zuhur edecek. Adı MOHAMMAD olacak. Raca ona en samimi sadakatini ve bütün saygılarını sunduktan sonra şöyle dedi; "Sana bağlı kalacağım. Sen ey Parbatis Nath/Beşeriyetin Efendisi, Arabistanın sakini. Sen şerri yok etmek için büyük bir güç topladın. Ve o, Melekha'lı düşmanlardan kendi kendini korudu. .....ben senin kölenim, beni ayaklarının altına yatır."
Metnin kelimesi kelimesine tercümesi böyle. Efendimizin ismi, başka hiçbir şahsa uygulanamayacak şekilde açıkça yazılmıştır.
Aynı kitaptan aktarmaya devam edelim. SHALOKAS; 10-27'de açık bir işarete daha rastlanır. Metnin son kısımlarında sanki Efendimiz, Mahrişi Vyasa ile konuşarak getireceği şeriati tebliğ etmektedir;
"Melekhalılar, Arapların meşhur beldelerini yağmaladılar. Bu ülkede Arya Drahma/ilahi kanun'dan bir eser yoktur. ...Bu düşmanlar, doğru yolu göstermek ve onları hidayete çağırmak üzere MUHAMAD ...ki Pishachaları doğru yola getirmekle meşhurdur. ...Geceleyin, melek mizacında olan o zeki adam, bir Pishacha kılığında Raca Bhoj'a şöyle dedi; "...Benim takipçim sünnetli, saç örgüsü olmayan, sakal bırakan ....ibadete çağrı/ezan okuyan... bir adam olacaktır. Domuz hariç her türlü hayvanı yiyecektir. Onlar kutsal su ile değil savaş/cihadla arınacaklar. Dinsizlere karşı mücadele etmeleri yüzünden müslümanlar olarak tanınacaklardır."
Vedalar da bulunan bir cümle vardır ki, hem Hendek Savaşını hatırlatır, hem de kullanılan bir kelime Efendimizin çok iyi bilinen bir ismine atıf yapar; "Hakikatin Efendisi, ....İbadet eden, dua eden kişinin onbin düşmanını yok ettin" Burada verilen rakam, Hendek Savaşındaki düşman sayısını vermektedir. Fakat asıl önemli olanı bu cümlede geçen iki kelimenin verdiği anlamdır. Birincisi Efendi olarak tercüme edilen kelimenin karşılığı olan Satpatı kelimesidir. Sat, gerçeği ve dürüstlüğü seven manasınadır. Pati de efendi veya üstad manasına gelir ki her ikisinin manası hakikatin efendisi anlamına gelir. İkincisi; bu cümlede bulunan dua eden diye tercüme edilen sanskritçe karu kelimesidir ki, Hindçe Satoto kelimesinin anlamdaşıdır. Bu da Efendimizin ismi Ahmed'in tam karşılığıdır.
Hendek Savaşını anlatan bu cümlenin devamında gelen cümleler ise konumuzu perçinlemektedir.
"Gücünle kaleleri yıka yıka bir savaştan diğerine gittik. Sen ey yüce kişi, düşmanlarına diz çöktüren Namuchi'yi uzaklaştırdın"
Bilindiği gibi Hendek Savaşında müslümanlarla yaptıkları anlaşmaya ihanet eden yahudileri cezalandırmak üzere kaleleri kuşatılmış ve teslim alınmıştı. Bilindiği gibi Medinenin çevresi, yahudi Kâbîlelerine ait kalelerle çevriliydi. Efendimiz, bu kaleleri teker teker fethetmişler, daha sonra Hayberin etrafındaki yahudi kalelerini de birer birer düşürmüşlerdir. Öyle ki, Efendimiz ve eshabı, bir savaştan diğerine koşuyorlardı. Bu cümlede geçen ve düşmanlar olarak çevrilen "mayinan" kelimenin tam karşılığı hilebaz ve madrabaz anlamına gelmektedir ki; yahudilerin milli karakterlerini ortaya koymaları açısından önemlidir. Ayrıca sanskritçede mayinan, "görünüşte güzel olan gerçekte değeri olmayan" maya kelimesinden türemiştir ki, bu dahi yahudileri anlatır. Aynı tasvire İncil'de de rastlamaktayız. İncil yahudileri; "Sahte gümüş" olarak tanıtır. Yine bu cümlede geçen Namuchi; yağmuru tutan manasına gelmektedir ki; yahudilerin şu vasfını çok güzel resmeder. Yahudiler, ancak kendilerinin vahye mazhar olduklarını kabul ederek Efendimizin peygamberliğini reddediyorlardı.Vedalarda verilen diğer müjdelere bakalım. "Sen ey Kadir-i Mutlak; övülmüş meşhur yetim ile savaşmaya gelen güçlü araba tekerleklerine sahip 20 kral ve 60.099 kişiyi mahvettin." Burada geçen övülmüş kişinin karşılığının tam karşılığının Muhammed kelimesi olduğunu görmüştük. Meşhur yetimin ne manaya geldiğini de bütün müslümanlar çok iyi bilirler ki Efendimizi anlatır. O zamanki bütün insanlar Efendimize karşıydı. O tek başınaydı ama içlerinde önemli yöneticilerin de bulunduğu onbinleri dize getirdi.
Vedalardaki şu cümleler hem Efendimizi hem de aziz dostları Eshab-ı kiramı işaret etmektedir.
"Araba sahibi, doğru ve adil olanı seven, hikmetli, güçlü ve cömer Mamah, sözleriyle bana lütuf bahşetti. En güçlü olanın oğlu, her türlü iyi sıfata sahip, dünyalara lütuf onbin kişi ile meşhur oldu."
Bu cümlenin her kelimesi Efendimizden bahsetmektedir. Çocukluğundan beridir o emin kişiydi. Bu özelliğini düşmanları bile kabul etmek zorunda kalıyorlardı. Güçlüydü; Hendek Savaşı hazırlıklarında kimsenin kıramadığı büyük bir taşı kırmıştı. Kimsenin yenemediği güreşçileri o yere sererdi. Cömertti; savaşlarda ele geçirilen ganimeti olduğu gibi etrafına dağıtırdı ama kendisine bir şey ayırmazdı. Cümlede geçen 10 bin kişiyle meşhur olmak, Mekkenin fethinde bulunan İslam ordusunun sayısını vermektedirki hepsi de eshab-ı kiramdandı. Eshab-ı kiram, Kur'ân-ı Kerîm'de çeşitli vasıflarıyla övülmüştür. Vedalarda da dünyalara lütuf olarak övülmüştür.Şimdi Vedaların bir başka kitabına bakıyoruz. Sama Veda'da Rişî Vatsah'ın ağzından çıkan cümleler açıkça Efendimizi anlatmaktadır.Ahmed, şeriati Rabbından aldı. Bu şeriat hikmet doludur. Ben ondan ışığı aldım, tıpkı güneşten aldığım gibi."
BUDİST METİNLERİ (Seylan kaynaklı) "Ananda, mukaddes kişiye şöyle dedi.; "Sen gittiğin zaman bize kim öğretecek?" Mukaddes kişi şöyle cevapladı; "Ben, yeryüzüne gelen ilk mukaddes kişi değilim. Benden sonra bir başka mukaddes kişi gelecek. Bu kişi, tam anlamıyla aydınlatılmış ve davranışları hikmet dolu bir kişidir. Hayırlıdır. Kainatı bilir. Eşi olmayan bir önderdir. Benim şimdi ilan ettiğim şekilde en mükemmel ve en saf dini bir hayatı ilan edecektir. Onun bağlılarının sayısı binlerce olacaktır. Oysa benimki yüzlercedir." Ananda sordu; "Onu nasıl tanıyacağız?" Mukaddes kişi şöyle cevapladı; "O, Maitreya/hayırlı kişi olarak tanınacaktır."
Çeşitli Budist metinlerinde geleceği müjdelenen kişinin isimleri şöyle geçmektedir; Metteya (Palice), Maitreya (Sanskritçe), Aremideia (Burmaca), Maitaliye (Çince), Byamas-pa (Tibetçe), Miroku (Japonca)
Bu ve benzerleri olan Muhamet, Mahomet gibi kelimelerin tümü; Moh, Maha, Meh kelimelerinden türemiştir ki hepsi de "şerefli kişi, sempatik, büyük şeref sahibi, rahmet yağmuru, ihtişam" manalarına gelmektedir. Yukarıda saydığımız bütün kelimelerin karşılığı ise; "Sevgi öğreticisi, sevginin efendisi, adı iyilik olan, sevgi ve içtenlik, şefkatli kişi, hayırlı, muhabbetli vb." bu kelimelerin tümü hepsi arapça "rahmet" kelimesinin karşılığıdır. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de; "Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik" buyurulmaktadır. Rahmet ve rahim kelimeleri sadece Kur'ân-ı Kerîm'de 409 kere geçmektedir. Sayfa sayısı 300 bini aşkın hadis-i şerif kitaplarını buna dahil etmiyoruz. Uhud Savaşında düşmanın dört bir taraftan sardığı bir anda yaralanan Efendimiz; "Ya Rabbi, onları affet. Eğer beni tanımış olsalardı yapmazlardı" diye dua etmekteydi.
Tahrif edilmiş Tevratta rahmet ve rahman kelimeleri yerine bol miktarda vahşet sahneleri geçmektedir. Tahrif edilmiş İncillerde ise rahman ve rahim kelimesi sadece 9 defa geçmektedir. Her ne kadar tahrif edilmiş olsalar da Tevrat, İncil ve bunları oluşturan bölümlerde bu ilahi müjde nin pırıltısı görülür.

Hiç yorum yok: